Cem Derya Dikici'nin Kamp ve Gezi Güncesidir !

.

13-14 Mart Türkmen Şelalesi Kamp Güncesi


Merhaba Herkese,

13-14 Mart 2010 tarihleri arasında Ege'nin en yüksek şelalesi sayılan Türkmen Şelalesindeydik. Hemen yanı başımızda iki şelalesinde gelen su sesi ile huzur dolu bir kamp geçirdik :)





























Cumartesi öğlen yola çıkıp Aliağa üzerinden Türkmen köyüne geçtik. Aracımızın yağan şiddetli yağmurların etkisi ile oluşan derin olukları, yer yer çöküntüleri ve çamur deryasını aşamadığı için araçla aşağıya kadar gidemedik. Aracımızı köye bıraktıktan sonra çantalarımızı ve "mühimmatlarımızı" yükleyip şelalenin yanında ki kamp alanımıza doğru yolu tuttuk. Sadece bir gece kamp yapacağımız halde, çantam bana biraz ağır gelmişti doğrusu !


Köy'den aşağıya doğru yaklaşık 3 km'lik yürüyüşün ardından daha önce rahatlıkla geçmiş olduğum minik dereye geldik. Yağan kuvvetli yağmurlar o minik dereyi aşmamızı zorlaştırdı ancak kısa bir aramanın ardında ve çantalarımızı birbirimize atarak ve de taşlar üzerinden bir iki sekerek karşıya geçmeyi başardık! Yolun büyük kısmı bitmişti artık kamp alanımız ile aramızda aşmamız gereken minik bir tepe kalmıştı. Heyecanla aşılan tepenin ardından harikulade şelale manzarası bizi karşılamıştı işte !!





Çantalarımız atıp kısa bir keşif turu attıktan sonra çok hoş bir açıklığa (aynı zamanda şelale manzaralı) çadırlarımızı kurmaya giriştik. Çadırların kurulmasının ardından sıra atıştırmaya gelmişti. Çok acıkmamış olduğumu düşünüyorken Dilek'in yanında getirdiği sarmaları tadınca aslında iyice acıkmış olduğumu anladım. Sarmaları yapan ellere bir kere daha teşekkürü bir borç bilirim :)


Keyifli bir ziyafetten sonra küçük şelale olarak ta bilinen şelaleye fotoğraf ve keşif için hareket ettik. Her iki şelalenin de suları, yağan güçlü yağmurların etkisi ile oldukça gür şekilde akıyordu. (tripod getirmediğime doğrusu pişman oldum )





Keşif turunun ardından sıra en önemli ie geldi !!! "Ateş yakmak" Yakılan ateş içimizi ısıtırken hava da hafiften kararmaya başladı. Uzun bir aradan sonra geceyi yağan yağmur altında değilde ateş başında geçirme şansına kavuşmuştuk. 


Ateş başında alkol ile hijyen hale getirilen mayalanmış üzüm sularımızı içerken bir yandan da yanan odunların reçine kokusunu alıyorduk. Bu arada; geleneksel hale gelen, ateş başında "uzun pozlama ve ışıkla boyama" çalışmalarımızı da ihmal etmedik doğrusu.


İçtiğimiz hijyenik, mayalanmış üzüm sularının etkisinden mi yoksa bastıran yorgunluk etkisinden mi bilmem; gece erkenden herkesi çadırlarına yöneltti. Ben bir süre daha ateşin başında Andrea Bocelli'nin muhteşem aryaları ile bir süre baş başa kaldıktan sonra çiselemeye başlayan yağmur nedeniyle çadırıma girmek zorunda kaldım. Sanırım yorgunluk bana da tesir etmiş ki uzanmam ile yatmam bir oldu.


Ertesi sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı aradan çıkardıktan sonra, büyük şelaleye doğru yola koyulduk. Yolda, hamlanan bacaklarımız dik yokuşlarda iyice açıldı. 


Fazla uzun olmayan bir yürüyüşün ardından büyük şelaleye vardık. Su o kadar güçlü akıyordu ki şelalenin içinde olduğu vadide ciddi bir hava akımı meydana getiriyordu.Hatta daha önce tek bir kanaldan dökülen sular iki kanaldan gürül gürül akıyordu! 




























Daha önce ki gelişimde şelalenin sularının dökülüp toplandığı havzanın kenarlarında yürüyüp fotoğraf çekebilmişken; bu sefer suyun gür olması nedeniyle aşağıya kadar inmek pek mümkün olmadı maalesef. (Hava ve akan sular biraz soğuk olduğundan ve de gerekli donanımımız yanımızda olmadığından suya da girmemiz mümkün olmadı!)


Kampa beraber geldiğimiz arkadaşlar şelaleye yukarıdan bakmak için başka bir patikaya girerken ben fotoğraf aşkımı bir nebze olsun dindirebilmek için şelalenin akış yönü boyunca ilerlemeye çalıştım. doğrusu binbir türlü kazayı atlatıp sizlere aşağıda ki fotoğrafları çekmeyi başardım :) (her şey sizin için!!)


Şelalenin yukarısını keşfe giden arkadaşlarım ile yeniden kamp alanında buluştuk. Artık o önemli an'a gelmiştik. Ateş yakılıp şişe geçirilen sucuklar ateşte yağlarını salarken bu büyük buluşun mucidini -ki ismi bilinmemektedir- bir kere daha andım. Mekanı cennet olur işallah. Sadece bu icat bile Türklerin ne büyük bir millet olduğunu anlamaya yeter !



Yenilen sucukların ardından çadırlar toplanıp dönüş yoluna (3km'lik zorlu çıkış) kendimizi vurduk. İnerken dinlediğim Iron Maiden'in "Best of the beast" albümünün etkisinden midir bilmem bu kadar zor gelmeyen yol; çıkarken Paul Anka yorumu ile cover tabir edilen yeniden aranje edilip yorumlanan şarkıları ile bu kadar kolay gelmedi maalesef !!! 




Bu arada adeta Kaçkarlar'da trans yapar gibi yürüyen değerli arkadaşlarım Mansur ve Özkan Bey'e yetişebilme telaşımdan dalıp arkada kalan kampımızın en nadide anemonu sayın Dilek Hanım'dan mesafe olarak uzaklaşmama neden oldu. (Gerçi sürekli göz mesafesinden takip ediyordum ama bize kızmasını da son derece haklı buluyorum) Kendisinden bir kez daha özür dilerim bir daha ki kampta daha dikkatli olacağım !! (Söz)


Yolda tepenin ardında köyü gördüğümde baya baya heyecanlandım:) Hele ki köye vardığımda üst üste içtiğim 3 çaydan sonra ancak kendime geldim.




Keyifli bir kamp oldu. Benimle kampı paylaşan tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. 


Not: Ey insanlar; hafta sonları, şehrin kirli havasına, kalabalığına ve tıklım tıklım dolan alışveriş merkezlerine mecbur değilsiniz !!!


Biraz heyecanlı insan, gerçek doğa sever, menüsküsü yırtık kampçı...
Cem Derya Dikici
Mart 2010
Türkmen Şelalesi, Manisa, Turkey

7 yorum:

  1. sadece kıskandım. şaka bir yana güzel bir anlatım, birbirinden güzel fotograflarla iyi bir sunum. tebrikler.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Ahmet Abi.
    Bir daha kine seni de götürelim ne dersin?

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar,
    haftasonu eşimle burada kamo yapmak istiyoruz, çadırı kurmak için en uygun yer neresi sizce,
    teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, blokta en alttan 4.foto da bizim kurduğumuz yer en uygun olanı.
    Zaten şelalenin altında uygun başka alan yoktu.
    Size iyi kamplar :)

    YanıtlaSil
  5. Selamlar kamp için tek başıma genelde çıkıyor bu yüzden tanımadığım bölgeleri incelerken yaban domuzuna dikkat ediyorum köpeği kontrol altına alabiliyoruz ama onu alamıyoruz maalesef :) Bölgede yaban domuzu durumu nedir ?

    YanıtlaSil
  6. Cem Bey arkadaşlarda sormuş ama ben de sormak istiyorum. Yabani hayvan durumu nedir orada? Kurt, domuz, ayı vs. varmıdır?

    YanıtlaSil

Benim hakkımda ne düşünüyorsan Allah sana iki mislini versin :)