Cem Derya Dikici'nin Kamp ve Gezi Güncesidir !

.

Akbük Haydar Amca Bükü Kampı

Herkese Merhaba,

Kampsız geçen uzun bir aradan sonra, yaz kampı sezonunu nihayet açmış bulunmaktayız :)

Yaz sezonunun bu ilk yaz kampını; Didim-Akbük'ün gizli kalmayı başarmış cennet gibi güzel ve pırıl pırıl bir koyunda geçirdik. Koy'a araç ile girilmesi biraz zor yani biraz yürümek gerekli ! Aracımızı park ettikten sonra yaklaşık yarım saat kadar güneş altında tam teçhizatlı bir yürüyüş yapmak zorunda kaldık ama şikayet ettiğimi sanmayın buna misli misli değer doğrusu :)




İş ve diğer sıkıntılar nedeniyle ancak cumartesi öğleden sonra yola çıkabildik. Yaklaşık 3 saatlik bir araç yolculuğunun ardından aracımızı park edip ardından da yarım saatlik bir yürüyüş yapıp Haydar Amca'nın Bükü'ne ulaştık. Koy gerçekten cennetten bir köşe... tertemiz deniz, mis gibi kekik kokuları ile masmavi gökyüzü ve yemyeşil makileri ile tadına doyulmaz güzellikte gerçekten. Burada fotoğraflarını paylaşmadan edemezdim doğrusu.




Bu arada değerli kamp arkadaşlarım sn Mansur ve Özkan Bey'in çadırları kurmadan önce ki hallerini de burada paylaşmak isterim zira ağaç ardında ki fotoğrafları görülmeye değer :))))


Çadırları kurmak için biraz yer sıkıntısı çektik. Bulduğumuz yerlere 3 çadır sığmadığından fotoğrafta görünen alana biraz dip dibe de olsa 3 çadır sığdırmayı başardık. Bu arada fotoğrafta ki ağacın gölgesi neredeyse yoktu :) 


Denizle aramız sadece 2-3 mt idi. Birde patika olmadığından yükümüzü taşımak için zaman zaman kayalık alandan gitmek zorunda kaldık ama yerimiz harika idi doğrusu. Biraz da gölge olsa sanırım başka da bir şey istemezdim :)


Çadırları kurduktan sonra ilk işimiz kendimizi denize atmak oldu. Su gayet ılıktı. Kesinlikle soğuk değildi. Ayrıca su o kadar berraktı ki dipte ne varsa gözlük takmadan gayet rahat tüm detaylar görünüyordu.



Akşam bir şeyler atıştırdıktan sonra gün batımında yine soluğu denizde aldım. Koyun açığında gün batarken denizde olmak çok güzeldi doğrusu.















Akşam olduğunda galiba hem yol yorgunluğu hem de sıcakta çadır kurmanın etkisi ile erkenden yattık. Sabah gün doğmadan kalktığımda harika bir manzara vardı. Özkan ile Mansur uyuyorken etrafı iyice bir kolaçan etme fırsatı yakaladım. Bol bol fotoğraf çektim ve kendimi serin sulara attım. Harika bir deniz olduğunu bir daha belirteyim:) :)

Aşağıda ki fotoğraf gün doğmadan hemen önce ve gün doğumu sırasında çekilmiştir !



Koy balık bakımından da çok zengindi ve ben yanıma oltamı almamıştım ! Olta konusunda pişmanlığım hala geçmiş değil ancak tek tesellim; koyda ateş yakmanın yasak olması idi. 

Koyda ateş yakılmaması konusunda yapılan; yurdum insanı yapısı oldukça "ikna edici" tabelalardan sonra ateş yakmak konusunda insan oldukça ikna oluyor doğrusu. Bence de ateş yakmamak en iyisi :) :) 


Öğlene doğru sıcaklar bastırınca (çadırı altına kurduğumuz ağacın gölgesinin bir etkisini göremedik) denizde serinlemeye çalıştık. Tabi bunun cilt üzerinde bir takım istenmeyen etkileri oluyor ama insan o sıcakta bunları pek düşünmüyor galiba :) 

İyice yüzüp öğlen atıştırmalıklarımızı da aradan çıkardıktan sonra akşama doğru çadırlarımızı toparlayıp çantamızı hazır edip dönüş yolunu tuttuk. Yolun en zorlu tarafı gün boyu yüzüp iyice yorulduktan sonra bütün ağırlığı ile sırtımızda taşıdığımız çantalarımızla hala sıcak olan havada 30 dk yürümek oldu herhalde! 


Yolda Söke'den müstesna bir arkadaşımıza da (adı Aysel bu arada) uğradık. Meyve bahçesinde ikram edilen semaver çayı ve kurabiyenin tadı hala damağımda doğrusu. Kurabiye ve çay gerçekten hi. ayrılmaması gereken müthiş bir ikili bence ! İçilen çayların ardından kendimize biraz gelmeye başladık. Bu esnada, taşıdığı meyvelerden ortadan ayrılma noktasına gelmiş olan erik ağacı gözümüze takıldı. Ağacı öyle çaresiz bir başına bırakamazdık. Duyduğumuz sorumluluk duygusu gereği Özkan ile beraber iki koldan ağacın yükünü hafifletmeye çalıştık. Göstermiş olduğumuz performans görülmeye değerdi doğrusu ! 

Topladığımız (rahatlattığımız mı demeliyim acaba?) eriklerden bugün komposto yapacağım. Erikler nefis gerçekten. Aysel bir kez daha teşekkür ederim. Kışın bu kompostoları içerken mutlaka seni anarım :) Aşağıda ki fotoğrafta Özkan'nın rahatlatma çalışmasından kısa bir an görüyorsunuz :)


Herşeyiyle güzel bir kamp oldu. Yeni kamplarda buluşmak ümidiyle esen kalın ....
Cem Derya Dikici