Cem Derya Dikici'nin Kamp ve Gezi Güncesidir !

.

Karagöl Kampı Ekim 2010

Doğrusu Ekim ayı oldukça yoğun geçti. Ekim ayının bu son etkinliğini, Karagöl’de harika bir kamp yaparak tamamladım. Karagöl harikulade bir yer. 
Göl kenarından manzara...
Rüzgar olmadığında harika yansıma fotoğrafları çekiliyor...
Karagöl yolunda şimdi terk edilmiş olan verem savaş tesisi bahçesinden...
Eskiden yolu çok bozuk olduğundan İzmir’e çok yakın olmasına rağmen, pek gidilen bir yer değildi. Özellikle çocukluk zamanımda oraya piknik için gittiğimizi hatırlıyorum da çok kötü bir tecrübe edinmiştim. Her yer pislik içindeydi. Sinekler, çöp kokuları ve gölde bulunan bilumum pislik neticesinde burası hakkında pekiyi düşünceler kalmamıştı.
Göl üzerine sis bulutları çökerken... (ne dersiniz biraz korku filmi setlerini andırmıyor mu?)
Uzun yıllar sonra Karagöl’e, EFSA (Ege Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) ile piknik için geldiğimde çok şaşırmıştım. Aradan geçen uzun yıllar burayı oldukça güzel bir hale getirmişti. Karagöl2ü o kadar beğenmiştim ki buraya daha sonra kamp yapmak için geri geldim. İzmir’e bu kadar yakın ve doğa ile iç içe bir yer bulmak beni çok sevindirmişti.

Karagöle çıkarken hava şiddetli yağacağını söylüyordu ....
Fotoğraflardan da görebilirsiniz ancak Karagöl hakkında kısa bir iki bilgi aktarayım; Karagöl; İzmir Yamanlar dağı üzerinde bulunmaktadır. Karşıyaka Örnekköy’den 23km’lik bir dağ yolundan çıkılarak ulaşılır. 
Yol üzerinden manzaralar 1
Göl yaklaşık 35 dekarlık bir alana yayılmaktadır, tektonik hareketler ile oluşmuş olup derinliği bakımından kesin bir bilgim olmamasına rağmen işletme sahibinin göl ortasından aşağıya uzattığı 130mt lik halatın bile dibe ulaşmadığı söylenmektedir. Karagöl hakkında çeşitli efsaneler bulunmaktadır. Yunan mitolojisinde yer alan Tantalos ile yerel efsanelerimizden Hz. Hızır örnek gösterilebilir.
Yol üzerinden manzaralar 2
Bu kadar bilgi yeter diyerek kamp günceme geçebilirim J
Yol üzerinden manzaralar 3
Karagöl’ün tadına doyamamış olmalıyım ki buraya her fırsatta gelmeyi istiyorum. Bu sefer ki gelişimde burasını çok seven ve 1994’ten beri her sene eski arkadaşlarla toplanıp gelen bir grupla oldu. Bu arkadaşlar burayı o kadar çok sevmişler ki içlerinde Kaz dağlarının dibinde oturanlar olmasına rağmen yine de buraya gelen ve burayı kiralayıp işletip korumayı düşünenler bile vardı.
Yol üzerinden manzaralar 4
Yol üzerinden manzaralar 5
Aslında bu arkadaşlar bütün bir sene bekleyip burada buluşuyorlar. Senede bir tek kampta buluştuklarından bu kamp için uzun süre hazırlık yapılıyor. Bu hazırlık işine de yeri gelmişken değinmek istiyorum zira bizim yaptığımız kamp hazırlığına pek benzemiyor J Örneğin bir kuzu önceden alınıp gelmeye bir hafta kala kesilip dolapta dinlendirmeye alınıyor. Musa Abi’nin nereden temin ettiğini hatırlayamadığım halis köy tereyağı (şimdi yalan olmasın öyle tereyağı yemedim daha önce) ile yumurtaları ayrıca temin edilip kamp için getiriliyor. Tabi sadece yumurta ve tereyağı değil bilumum gıda ürünleri gelinecek minibüslere istifleniyor.  Kamp yaklaşık 4-5 gün sürüyor. Kamp için Fransa ve İngiltere’de dâhil ayrı ülkeler ve şehirlerden arkadaşlar yıllık izinlerini ayarlayıp geliyorlar.
Bu mantarlar devrilmiş bir ağacın gövdesini kendilerine mesken tutmuşlar...
Mantarlardan detay...
Eski arkadaşların bir şekilde böyle bir doğal güzellik içinde buluşması beni çok imrendirdi. Günümüzde yaşanan arkadaşlıkları ve boyutlarını düşündükçe böylesine içten, özlemli, birbirlerine değer veren insanları görmek beni etkiledi doğrusu. Buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim. Beni de içlerine aldılar ve hiç yabancılık çekmedim. Hatta 2. günün sonunda kendimi eski bir grup üyesi gibi hissetmeye başladım. Genelde çok konuşan biriyimdir ama bu kampta genelde dinlemekle yetindim. Eski arkadaşların muhabbetini dinlemek daha doğru gibi geldi.
Bu fotoğraflar çekilirken harika bir ışık vardı...(güzel masaüstü olur ne dersiniz?)
Kampta hava genelde soğuktu (gece 5 dereceye kadar indi belki daha da aşağıya indi benim tespit edebildiğim 5 derece idi), gece yağan fırtınalı şiddetli sağanak yağış o kadar kuvvetliydi ki benim çadır bile (bile diyorum zira çok şiddetli yağışlarda bile içeri bir damla yağış girmemişti) hafifte olsa ıslanmıştı. Gerçi yağmur suyu havalandırma penceresinden girmişti ama olsun J

Sonbaharın harika renkleri...
Birde ısınmak için içlik ve mum almayı unuttuğumdan sabaha karşı üşüdüm diyebilirim. Hatta üşüdüğümden sabaha karşı 4:20 gibi uyanıp ateşi canlandırmayı ve biraz ısınmayı düşündüm. Üşenmeyip ateş başına geldiğimde yağan yağmurun etkisi ile ateşin söndüğünü ve kuru odunda kalmağını görünce ümitsizce çabalayıp çadıra geri dönmek zorunda kaldım. Sabahı zor ettim. 
Bu yol bizim telefon tepesi adını verdiğimiz bir yere çıkıyor. Göl civarından tel çekmediğinden bu tepeye ara ara çıkmak gerekli...
Bu da bana ders olsun kış kampına giderken mutlaka içlik ve mum alınmalı. Bilmeyenler için kışın küçük çadırlarda yakacağınız küçük bir mum çadır içinde ki soğuk havayı ciddi ölçüde kırar ve içeriyi ısıtır! (tabi benim gibi almayı unutmamalısınız J )

Lezzet bakımından yaşadığım en harika kamp bu oldu diyebilirim rahat rahat J Özellikle seyyar tokat mangalı ile yapılan kuzu kaburga kebabının, kavurmanın, pilavın ve diğer kuzu ile yapılan bilumum lezzetlerin tadını unutmak mümkün değil. Buradan yemekleri yapan Musa Abi’ye sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim. Vedat Milör’e de ayrıca selam ederim J


Tüm bu lezzetler dışında Karagöl harika havası ve doğası ile gerçekten yaşanılası görülesi bir mekan herkese tavsiye ederim.
Bu kadar gevezelik yeter sanırım. Başka etkinliklerde buluşmak üzere…

4 yorum:

  1. resimlerini çaldım haklısın süper arka plan öğesi oluyor :))) dübn de söylediğim gibi penceresi ofisime nefes getirdi foto.ların. bir derin bir nefes alırsam toprak kokusunu duyumsayabileceğimi sandım ..
    gez arkadaşım gez gör bizimle de paylaş ..
    söylenecek tek bir söz var . Hay Maşaallah

    YanıtlaSil
  2. Özlemcim teşekkür ederim.
    Beğenmene çok sevindim. Hangisini istediğini söylersen; yüksek çözünürlüklü büyük halini mail olarak atabilirim.
    Selamlar.

    YanıtlaSil
  3. selam cem...bu sene yine gideceğiz biliyorsun..bizde senin sohbetinden haşlandık..( yani sohbet fırsatı verdiğimizi varsayıyorum.zira haklısın eski arkadaşlar maziyi ısıtıp ısıtıp konuştuk..)
    bizde seni aramızda görmekten mutlu olduk..görüşmek üzere...volkan( oymak beyi..)

    YanıtlaSil
  4. Volkancım çok teşekkür ederim. Yine aranızda olmak isterim. Beni de haberdar edersen sevinirim. Selamlar.
    Cem Derya Dikici

    YanıtlaSil

Benim hakkımda ne düşünüyorsan Allah sana iki mislini versin :)